2.5.09

27.05.09


şeker ocak


laboratuvarda bi yer var, boyle kapaklı kocaman bi goz, tepesinde de kuvvetli bi aspirator var. derisik asitleri bazları, kloroform gibi ucucu maddeleri falan oraya koyuyolar. bi de kucuk tup var aynı yerde, atesli deneyleri de orada yapıyosun cıkan buharlar neyin laboratuvara dagılmasın diye. iste bu hem ocaklı hem de aspiratorlu yerin adı çeker ocak.

asistan soylediginde benim ilk anladıgım ismi ise şeker ocak. sevimli gibi boyle. o yuzden bu ismi daha cok sevdim, bu sekilde bahsetmek istiyorum kendisinden. lakin ortamda "şeker degil lan çeker ocak, zalaa bah" tarzı insanlar o kadar cok ki, derdimi de anlatamam -ki anlatmak da istemem- dolayısıyla sekercigimden guzel ismiyle bahsedemiyorum.

halbuki yanına gidip "merhaba sekerim" diye soze baslamak istiyorum ben. sıkıntımı ısıtıp, zehrimi dokmek istiyorum. o bana horhhorhhorhorhorhrorhhorh diye bagırsın, hic muhim degil.





24.05.09


geri donusum muhtesem oluyor


ablacım sagolsun dun nihayet odamdaki donusturulebilir atık maddeleri toparladık beraber. yamulmuyorsam yedi poset falan cıktı. bildigin cop oda yani. ablam posetlere bakıp "geri donusum muhtesem olacak" dedi. kendi alanında ihtisamlı gorunuyodu posetler hakikaten.


sonra bugun baska cop koymak icin poset arıyodum, balkonda bakkaldan gelen ve icinde boş pet sise olan bi poset buldum, bi baktım bi de sakız var icinde. sonra iceri girdim mutfak copunun ustune kup seker kutusu koyulmus, donusur ki bu dedim aldım, icinde iki tane kup seker kalmıs. bu donusturme isinden anında kar etmeye basladım yani. hem de yine aynı dogrultuda ugras icindeyken aldım karımı. vazgecebilecegimi sanmıyorum.





18.05.09


kelepce


sevdigimiz birine baglanmak uzere kelepce aldık. hem de zinciri gozle gorunmeyen cinsten.
gozle gorunmuyo ama varlıgı hissedilebiliyo.


o zincir oldugu icin aldık aslında kelepceyi de.
hissedemeyenler de gorsun diye, unutanlar hatırlasın diye..





12.05.09


gecenin nemi mi dusmus gozlerine
sacını dok sineme derdini soyle



o kadar dinledim, hic dikkatimi vererek dinlememisim demek ki. az once biri -eski alıskanlıklarla olsa gerek- bu sarkıyı internette bana soylerken fark ettim. icim buruldu, kalp atısımı te bogazımda hissettim bi sure, agzım acık ekranda bu mısralara bakarken.






09.05.09


hıdırellezden beri hava ne kadar sıcak, birden bire dugmeyi cevirip dereceyi arttırmıslar gibi.


annem odamın camını acmıs. oksijen yaradı herhalde, orada bir insan yasadıgını hatırladım. odamı gercekten toplamak istiyorum artık. isimin olmadıgı bir gunduz vakti biraz muzik esliginde kısa surede bu isin ustesinden gelebilecegimi dusunuyorum. kısa sure dedimse yarım gun gibi bir sure yani. sonra mutlu mutlu uyuyabilirim. evet mutluyum cunku birkac gundur de, geleneksel bahar mutlulugu. kalıcı olur insallah. dua ettin galiba, bahar geleli cok oldu aslında zira.


odamı son topladıgımdaydı sanırım, ya da bir oncekinde. toplama esnasında oda once bi iyice dagılır sonra yavas yavas her sey yerine oturmaya baslar ya, o en dagılmıs halleri sırasında babam kapıdan basını uzatıp umutsuz bir ifade ile "bu odanın toplanacagına inanıyo musun sen kızım?" demisti bana sefkatle. "inanıyorum babacım. inanmak basarmanın yarısıdır, yarısı bitti sayılır." demistim. sonra toplanmıstı. yine toplanır, inanıyorum. simdiki kadar hic dagılmamıstı ama yine de inanıyorum.


bu arada belediyede tanıdıgı olan varsa odama cam atık, plastik atık, kagıt atık, metal atık kutuları istiyorum. ayda bir de bir gorevli gelip alsın bunları benden. odamın yarısını bu atıklar olusturuyor cunku. israf etmeme gayreti bir hastalıga donusmeye basladı gibi. mesele su ki neden bunları odamda biriktiriyorum? neyse bulacaz bi caresini.






04.05.09


"siyah onlukle basarılar, beyaz gelinlikle mutluluklar"


beyaz onlukle mutlu olsam?



ablam aldı bana onluk. geriye sadece mutlu olması kaldı.
onu da baska birine havale etmek istiyorum. sen mesela, dua etsene bana.





02.05.09



saga sola karalayıp bi turlu buraya yazmak icin vakit ayırmıyodum, sonunda zaman ayırıp eksiklerin cogunu tamamadım burda. senenin ilk dort ayını da aynı gun girdigim icin sanırım, bi problem oldu. nisan ayının sayfası acıkken onceki yazılara git deyince ocak ayına atlıyor. ocaktayken de daha yeniye gitmesini soyleyince bir daha donemiyor hicbir yere.


ben de sol taraftaki gecmize mazi derler bolumunun yapısı degistirdim, oradan gorulsun bari de subat ve mart icin yazmadıgım sanılmasın diye. bakalım cıkan diger problemler gibi bu da kendi kendine gececek mi.


Hiç yorum yok: